Dünyada ve ülkemizde yaygın olarak görülen hipertansiyon, sonrasında çeşitli kalp hastalıklarına sebep olan bir rahatsızlıktır. Kalbin yanı sıra beyin ve böbrekler olmak üzere birçok sistemi de etkiler. Tedavisinde beslenmenin rolü ise yadsınamayacak kadar büyüktür.
🌟Hipertansiyon hastalarının günlük sodyum tüketimi sınırlandırılmalıdır.
🌟Günlük tuz tüketimi 2300 mg sodyumu (6 gram tuz) geçmemelidir. Bu da yaklaşık 1 tatlı kaşığıdır.
🌟Tuz kısıtlaması yapılan hipertansif hastalarda ise günlük tuz alımı en fazla 1500 mg olmalıdır.
🌟Ayrıca yapılan çalışmalarda, et ve et ürünleri tüketimi diyastolik tansiyon artışıyla anlamlı olarak pozitif ilişki gösterirken, deniz ürünleri ve balık tüketimiyse aksine diyastolik tansiyonu azalttığı gözlemlenmiş.
🌟Kırmızı etin daha az olduğu, balık, deniz ürünü ve zeytinyağlı yemeklerin hakim olduğu Akdeniz tipi diyetin hipertansiyona bu olumlu etkisi yanında mineral içeriğinin yaklaşık %85’ini kalsiyum ve fosforun oluşturduğu kemiklerimizin yoğunluğunu da arttırdığından osteoporoz gelişimine karşı da yararlı olacaktır.
🌟Akdeniz diyetinin içeriğindeki kalsiyum, fosfor, protein ve vitaminler kemiklerimizin sağlıklı olması için de bizlere gereklidir.
🌟Diyeti doğru planlayarak vücut ağırlığının kontrolü, sigaranın bırakılması, stresten uzak durulması, alkollü içkilerden vazgeçilmesi, tuz alımının azaltılması, sebze ve meyve tüketiminin arttırılması, doymuş ve toplam yağ alımının azaltılarak dengelenmesi, fiziksel aktivitenin arttırılması gibi yaşam tarzı değişiklikleri ile hipertansiyonun önüne hep beraber geçebiliriz.🙏🏼
Merhaba, bu bir yorumdur.
Yorum yönetimine başlamak, düzenlemek ve silmek için lütfen Başlangıç ekranındaki yorumlar bölümüne gidin.
Yorumcuların avatarları Gravatar üzerinden alınır.